Sarah Jessica Parker: ‘ Şanslı bir kadınım, bunun için şükrediyorum’
Sarah Jessica Parker: ‘ Stil ikonu değilim’
Geçtiğimiz günlerde vizyona giren Morganlar Nerede? filminde başrolleri paylaşan Sex and The City’nin güzel yıldızı Sarah Jessica Parker ve yakışıklı oyuncu Hugh Grant Londra’da biraraya geldikleri Ayşegül Ekinci’ye bilinmeyen yönlerini anlattılar..
Altın Küre ve Emmy ödülü sahibi, Amerikalı güzel yıldız Sarah Jessica Parker, 8 yaşından beri tiyatro, sinema ve televizyon oyunculuğu yapmaktaydı. Küçükken bale ve şan dersleri alan Sarah Parker, sayısız projede yer alıp dikkat çekti. Hayatına sinema endüstrisinin tanınmış isimleri girdi. Yıldızı parlak, yüksek enerjili bir kadındı. Ama o yıldız, 1998 yılında hayatının dönüm noktası olacak projeyle tanışmasıyla daha da yükseldi. Yükseldi. Sarah Jessica Parker, önceleri uzun soluklu bir projede yer almak istememesine rağmen zaman içinde bir kült olacak Sex and The City projesine ‘ evet’ dedi. SJP, kariyer sahibi ve başarılı New York’lu dört kadının hikayesinin anlatıldığı dizide gazeteci Carrie Bradshaw’u oynarken, tüm dünyada yüzlerce hayranı oldu. SJP, modern ve kariyer sahibi kadınların hayata bakışlarını, aşk ve seksle ilişkilerini samimi bir dille yansıttı.
Zamanla, dizinin tutulmasıyla ‘ Moda için yaşayan’, mütevazi maaşını aşan her biri yüzlerce dolarlık marka kıyafetleriyle, stil ikonu olan Carrie Bradshaw kurgu karakteri, Sarah Parker’a da aynı yaftanın yakıştırılmasına sebep oldu.. Dünya kadınları kırmızı tabanlı Christian Louboutin ayakkabıları, Jimmy Choo çantaları, Christian Dior, Hermes, Dolce&Gabbana, Alexander McQueen gibi markaların en son modellerini moda dergileri yerine, Sex and The City’de takip eder oldu. Bu hem Carrie Bradshaw’un hem de SJP’ın zaferiydi. Kendisi kabul etmese de.. Ünlü yönetmen Marc Lawrence’un yazıp yönettiği romantik komedi filmi, Morganlar Nerede?’de yine şehirli modern kadın Meryl Morgan’ı oynayan ünlü oyuncu, dünya kendisini ‘ Stil ikonu’ olarak görse de, ‘ Ben kendimi stil ikonu görmüyorum’ diyor.. İşte ünlü yıldızın aşk, moda, evlilik, şehir yaşamı ve son filmi hakkındaki düşünceleri…
-Öncelikle, Morganlar Nerede? filminde de stil sahibi çok hoş bir kadını oynuyorsunuz. Vahşi Batı’da bile gardrobunuz dört dörtlük..Sonrasında fazlasıyla kullanamasanız da..Dünya sizi, ‘ stil ikonu’ olarak algılıyor. Moda tutkusu sizde nasıl başladı?
SJP-Bir kere bu konu yanlış biliniyor. Ben giyinmeyi seviyorum. Bakımlı olmayı seviyorum. Kendime bakarım da. Ama kendimi stil ikonu olarak görmüyorum!! Stil ikonu demek, moda konusunda herşeyi bilir herşeyi takip eder anlamına gelir. Oysa ben öyle değilim, sadece giyinmeyi severim. Sanırım iyi de giyiniyorum. Ama hepsi bu..Sex and The City’de ise Carrie Bradshaw karakteri adeta moda için yaşıyor. Bundan inanılmaz zevk alıyor. Bunun altındaki psikolojik sebeplere bakmak lazım.
New Yorklu modern, kariyer sahibi ve özgür kadının yaşamına ayna tuttunuz. Kadınlar sizi seyrettikten sonra yalnız olmadıkları anlayıp, sanki daha da güçlendiler. Bu durum tüm dünya için geçerli..Peki ya siz? Siz, büyük şehirden yani New York’tan vazgeçemeyen o güçlü kariyer sahibi kadın mısınız?
SJP- New York’u çok seviyorum. Sadece New York’u değil, tüm büyük şehirleri seviyorum. Çünkü büyük şehirlerde yapacak o kadar çok şeyiniz oluyor ki!!Kendinizi ve yaşamınızı sürekli keşfetme halindesiniz. İstediğiniz anda kaybolup, istediğiniz anda tekrar çıkabiliyorsunuz. Çok keyifli..Küçük yerlerde ise her yaptığınız her an görülebiliyor. New York’u seviyorum desem de, New York dışında gitmekten zevk aldığım, ailecek kaçtığımız özel yerlerimiz var. Belki yoğun iş temposunda çok sık olmuyor ama yine de yılda 1-2 kez bile olsa yetiyor. Örneğin, eşimin İskoçya’da aile evi var. Orayı çok severiz.
Kariyeriniz, ticaret hayatınız, çocuklarınız ve evliliğiniz. Yoğun bir kadın olarak bütün bunların altından nasıl kalkıyorsunuz?Ya da kalkabiliyor musunuz?
SJP: Benim de herkes gibi iyi günlerim ve kötü günlerim oluyor. Ama bunları yaşarken, işime yansıtmamaya çalışırım. Hep pozitif olmaya çalışırım. İyi bir kariyerim ve çok güzel çocuklarım var, kendimi çok şanslı sayıyorum. Ve şükrediyorum. Sorunlarım olsa da bunlar harika problemler bunlar, yaşamın bir parçası..
Ya evlilik?
SJP: Evlilikle ilgili konuşmayı sevmiyorum. Akıl verir gibi oluyor. Dedim ya kendimi her konuda çok şanslı sayıyorum.
Siz Türkiye’ye tatil için geldiniz. Nasıl buldunuz, izlenimleriniz?
SJP:Ben ve eşim özellikle İstanbul’a bayıldık. Yüzlerce restorant ismi sayabilirim. Çok güzel yerler gördük. Alışveriş yaptık. Gerçekten inanılmaz keyif aldık. Kesinlikle tekrar gelmek istiyorum.
Hugh Grant’la film yapmak nasıldı? Yıllar sonra romantik bir filmde buluştunuz.
SJP: Hugh ile bu sefer 13 yıl öncesine göre çok daha fazla zaman harcadık. Birbirimizi anladık. Hugh çok eğlenceli, çok ilginçtir. Birlikte çok güldük. Enerjimiz filme de yansıdı.