300 Spartalı’nın Yönetmeninden SuckerPunch filmi

Zack Snyder: ‘ Türkiye’de film çekmek isterdim’
“ Kadınları dövüşürken seyretmek zevkli”
“ Beynim sınır tanımıyor”

300 Spartalı ve Watchmen gibi filmlerle büyük çıkış yakalayan yönetmen ve senarist Zack Snyder, Londra’da bir araya geldiği arkadaşımız Ayşegül Ekinci’ye, yeni filmi

‘ SuckerPunch’ın hikayesini anlattı. Avatar, 300 Spartalı ve Watchmen gibi filmlerin önemli isimlerinin de katkıda bulunduğu Suckerpunch birbirinden güzel beş tehlikeli kadının maceralarını beyazperdeye yansıtıyor.

12 yıl önce İstanbul’a gelen ve şehre hayran kalıp, sayısız fotoğraf çektiğini söyleyen 300 Spartalı’nın yönetmeni, ‘ Türkiye’de film çekmek isterdim’ dedi.

2012 yılında vizyona girmesi beklenen yeni Süperman filmini  Christopher Nolan ile birlikte yönetecek olan Zack Snyder, yıllardır kafasında olan kadın karakteri nasıl hayata geçirdiğini detaylarıyla açıkladı.

Beş genç kadının hayatta kalabilmek için verdiği mücadeleyi fantastik bir dilde anlatan  ‘Suckerpunch’, yönetmen Zack Snyder’in kafasını çok uzun bir süre meşgul etmiş.  300 Spartalı  ve Watchmen filmlerinin yakaladığı başarıyla, aksiyon filmlerinin aranan yönetmeni olan Snyder, genç bir kadının askerlerle, ejderhalarla ve türlü yaratıklarla dövüşme fikrini çok sevmiş.

Bebek yüzlü masum ‘ Babydoll’ karakteri, Zack Snyder’in kafasında yıllar önce canlanmış.

Gözlerini kapatıp, bilinçaltında birbirinden ilginç aksiyonlar yaşayan genç kızın hikayesi, Snyder’in her geçen gün daha fazla ilgisini çekmiş. Aynı zamanda yazar olan yönetmen böylece Suckerpunch’ı ve ‘ Babydoll’un ilginç maceralarını yazmaya başlamış. Gerisini Zack Snyder’dan dinleyelim:

Genç bir  kadının fantastik-aksiyon hikayesini yazmak ve yönetmek, nasıl bir tecrübe oldu? Özellikle sizin, 300 Spartalı gibi erkeklerin dövüş sahneleriyle bilinen maskülen filmler yaptığınızı düşünürsek?

ZS: Aslına bakarsanız, kadınları dövüşürken seyretmek erkekleri dövüşürken seyretmekten çok daha güzel. ‘ Babydoll’ fikri bu noktadan çıktı. Bir de ben limitsiz hikayeleri seviyorum. Beynin sınır tanımadığı, birbirinin içinden geçen fantastik yanı olan hikayeler. Benim kahramanım ‘ Babydoll’ böyle bir kahramandı. İlk etapta kısa bir hikaye yazdım ama bu genç kadın ve onun etrafında olup bitenler, beynimin bir köşesinde hep vardı.

Hatta, 300 Spartalı’yı çekerken bir yandan ‘ Babydoll’u baştan yazmam gerektiğini düşünüyordum. Sonunda, yakın arkadaşım Steve Shibuya’dan yardım istedim ve ‘ Suckerpunch’ı birlikte yazdık.

Bir erkek olarak, kadın kahramanınızın zihninden geçenleri ve o yaşlarda cinselliği de çağrıştırması, bunları yakalamak kolay oldu mu?

ZS: Bunun üzerinde hiç düşünmedim. Babydoll karakteri kafamın içinde hep vardı. Senaryoyu  onu düşünerek yazdım. Bu arada müzik de benim için çok önemli. Hikayeyi yazarken kafamdan geçen müzikler, seçtiğim hit parçalar vardı. Heavy Metal müzik tutkunuyum. Senaryoyu yazarken çok keyif aldım. Filmi yaparken de öyle.

Suckerpunch, hangi yaş grubuna hitap ediyor. Filmin bütününe iyice bakarsak fetişist çağrışımlar da var. Gençlik filmi ama?

Beni doğru yakaladın. Filmin içinde bir çok mesaj var. Hepimizin ruh halleri. Bu fantastik hikaye görsel bir şölen olsun istedim. Belki de bu filmi kendim için yaptım.  Ama filmdeki asıl mesaj, ‘Gözlerini kapat. Zihnini aç. Hazırlıksız yakalanacaksın.’. Meditasyon yapar gibi. İnsan en güzel şeyleri tam düşlediği an yakalamaz mı? Çoğu zaman da hazırlıksız? Ve şaşırır. Kendi hikayesinin kahramanı olur. Tıpkı Babydoll gibi. Babydoll,  beynimizdeki sınırsız güç.

Suckerpunch’ın çok güçlü bir prodüksiyon ekibi var. Onları, bu proje için ikna etmek nasıl oldu?

ZS: 300 Spartalı’yı çekerken, Suckerpunch’dan yakın arkadaşlarıma bahsediyordum. Ancak o zamanlar senaryo tam olmadığından proje ütopya gibiydi. Benim bu hikayeye düşkünlüğümü bilmeyen neredeyse yoktu. Sonunda senaryo tamamlanınca, Avatar’ın ekibiyle paylaştım. Çok heyecanlandılar. Ve, her şey çok hızlı gelişti. Sanki Babydoll canlanıp, ruh kazandı.

Babydoll, yani bebek yüzlü masum kadın karakteri sizin kafanızdaki kadın mı?

ZS: Erkekler, masum ama aynı zamanda güçlü kadınları sever. Ya da ben öyle kadınları seviyorum. Masumiyet, ruhun zırhı gibidir. Onu kaybettiğiniz zaman ruh kirlenmeye başlıyor sanırım.

Güç ise, kim hoşlanmaz ki güçten? Güçlü insanlar karizmatiktir. Burada asıl önemli olan ne tür güç seviyoruz. Ben sınırsız beyin gücünden bahsediyorum. Ona sahipseniz sizi kimse tutamaz.

Yeni Süperman’i herkes merak ediyor. Hatta, son film Süperman Dönüyor’da Brandon Routh ve tüm ekiple röpörtajlar yapmıştım. Aynı tatta bir film mi yapacaksınız?

ZS: Yeni Süperman sanırım tüm Süperman hayranlarının beklediği bir film olacak. Tat konusunda bir şey söyleyemem ama kesinlikle yeni Süperman’da benim filmlerimin tadı olacak..

Tanışmamızın başında Türk olduğumu öğrenince İstanbul’dan bahsettiniz…

ZS: Türk olduğunu tahmin etmemiştim.Türk olduğunu öğrenince İstanbul aklıma geldi.  12 yıl önce bir film çekimi için İstanbul’a gittim. Ve resmen şehre hayran kaldım. Müthiş bir şehir. Sayısız fotoğraf çektim. Biliyor musun, Türkiye’de bir film çekmek isterdim.

– – – – –

Carla Gugino: ‘ Türk film festivallerine katılmak isterim’

Suckerpunch filminde, kırmızı ruju ve vücudunu saran büstiyeriyle entellektüel doktor Vera Gorski’yi canlandıran oyuncu Carla Gugino, birkaç yıl önce Türkiye’den bir davet almış. Film festivaline davetli olarak çağrılan güzel oyuncu o dönem çok yoğun olduğu için bu daveti geri çevirmek zorunda kalmış.

Sonra da çok pişman olmuş. Türk film festivallerinin çok güzel geçtiğini duyan oyuncu, Türkiye’den tekrar davet bekliyor. ‘ Mutlaka, Türkiye’ye gitmek istiyorum’ diyen Carla Gugino, bir Zack Snyder hayranı. Zack Snyder’i, özellikle 300 Spartalı filmiyle beğenen oyuncu, Suckerpunch’ın konusunu ilginç bulmuş. Ünlü oyuncu, oynadığı karakteri şöyle anlatıyor: ‘ Güzel ve seksi bir doktor. Birbirinden güzel genç kızlara eğitmenlik yapıyor. Ama aynı zamanda onun da hayatı pek iç açıcı değil. Beyninde yeni bir hayat kuramıyor. Bu nedenle, mutsuz hayatının içinde genç kızlara dans ve müzik eğitimi vererek hayatlarını renklendirmeye çalışıyor’.

Oscar Isaac: ‘ Carla ile oynamak müthiş’

Body of Lies, The Life Before Her Eyes, Che: Part One gibi filmlerden tanıdığımız Oscar Isaac, Suckerpunch’da rol arkadaşı Carla Gugino’ya hayran kalmış. ‘ Onla oynamak müthişti’ yorumunu yapan  aktör, Carla ile aralarında çok güzel bir enerji yakaladıklarını da anlatıveriyor.

‘  Akıl hastanesinde bir genelev, bir genelevin içinde dans eden birbirinden güzel genç kızlar. Hepsinin de sorunu var. Hayata farklı gözlüklerle bakıyorlar. Ama aynı anda ejderhayla, askerlerle savaşıp, silah kullanıyorlar. Bunu herhalde bir tek Zack Snyder yapardı’ diyen Oscar Isaac de Zack Snyder gibi Heavy Metal tutkunu.

–          – – –

Vanessa Hudgens: ‘ Çok eğlendik’

Emily Browning, Abbir Cornish, Jena Malone ve Jamie Chung ile birlikte birbirinden tehlikeli beş genç kız karakterinden  Blondie lakaplı Şehirli genç kızı canlandıran Vanessa Hudgens, günümüzün gençlik idollerini yaratan yönetmen Catherine Hardwicke’in ses getiren filmi Thirteen’de ismini duyurdu. Filmdeki başarısından sonra, genç yaşına rağmen bir çok filmde rol alan Vanessa Hudgens, Suckerpunch  filminin çekimlerinde çok eğlenmiş.

Özellikle kostümlere hayran olan Vanessa Hudgens, ‘ Film çekimleri hiç bitmesin istedim’ diyor.

Emily Browning: ‘ Zack, beni Babydoll yaptı’

Suckerpunch filminin kahramanı Babydoll’u canlandıran Emily Browning, gerçek yaşamında beyazperdedeki Babydoll karakterinden çok farklı.

Oldukça olgun ve hanım hanımcık görünen Emily Browning, içindeki Bobydoll’u, yönetmen Zack Snyder’in canlandırdığını itiraf ediyor. Emily Browning filmle ilgili şunları söyledi: ‘ Zack, beni resmen baştan yarattı. Saçlarımın rengi değişti. Makyajım, takma kirpikler, kostümler derken. Kendimi tanıyamadım. Ama, çok eğlendim. Beni seçtiği için çok mutluyum’.

Abbie Cornish: ‘ Sınır tanımayınca daha yaratıcı olunur’

Suckerpunch filminde İsteksiz Sweet Pea karakterini canlandıran Abbie Cornish, filmin verdiği mesajlar üzerinde duruyor. ‘ Nedense çoğumuz zihnimize sınırlar koyarak düşünüyoruz. Oysa sınırlardan kurtulduğumuz zaman daha rahat ve özgürüz’ diyen genç oyuncu, filmdeki diğer karakterler gibi kostümlere hayran kalmış.

‘ Çekimler bittikten sonra bile o kostümler içinde yaşayabilirdim’ diyen Abbie Cornish’e göre herkesin içinde sakladığı bir kahraman var. Bu kahraman zorluklar karşısında, kişinin direnme gücünü yansıtıyor.

Jamie Chung: ‘ Babydoll’un hikayesi üzücüydü’

Filmdeki beş kadın karakterden Şiddetle Sadık Amber karakterini canlandıran Jamie Chung, oyuncular içinde belki de canlandırdığı karakterden en çok etkilenen aktris. ‘ Hikaye bence üzücü’ diyen Jamie, filmdeki genç kızın üvey babası yüzünden çektiği acılardan etkilenmiş. ‘ Günümüzde bir çok genç kadın şöyle ya da böyle şiddete maruz kalıyor’ diyen oyuncu, filmin verdiği başka bir mesaja dikkatleri çekiyor.

Jena Malone: ‘ Bu yaz Türkiye, Yunanistan ve Rusya’ya gitmek istiyorum’

Filmde, Dobra Rocket karakterini canlandıran Jena Malone, filmle ilgili şu yorumları yapıyor: ‘ İzleyicinin en merak ettiği şey, Babydoll’un dansı olacak. Çünkü  genç kadın öyle bir dans ediyor ki, izleyenlerin akılları duruyor. Bu nasıl bir dans diye düşünmez misiniz? Ben bile merak ediyorum. Umarım, bir gün Zack filmin ikinci bölümünü çeker. Bu bölümde Babydoll’un dansını görürüz. Sonuçta hepimiz çok eğlendik. Çok renkli bir proje oldu. Umarım Türk izleyicisi filmi beğenir’.

Tam bir seyahat tutkunu olan Jena Malone bu yaz, Türkiye, Rusya ve Yunanistan’i kapsayan bir tatil planladığını söyledi.

 

Ayşegül EKİNCİ/LONDRA

Share on facebook
Share on Facebook
Share on twitter
Share on Twitter
Share on pinterest
Share on Pinterest
Share on whatsapp
Share on WhatsApp

Bir cevap yazın

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Post comment

PAYLAŞ: 

Share on facebook
Share on twitter
Share on linkedin
Share on pinterest
Share on email