Yaptığı her açıklamayla gündem yaratan, ya çok sevilen ya da nefret edilen, Amerikalı ünlü şarkıcı Katy Perry ile evlenerek şaşırtan, ünlü İngiliz komedyen Russell Brand, yine şaşırttı. Patavatsızlığı ile ünlenen komedyen-sunucu, Türk olduğumu öğrenince, hem İstanbul anılarını anlattı hem de Türkiye’deki politikayla ilgili ‘ Sansürlü’ bilgi dağarcığı ile beni şaşırttı.
30 yıl önce vizyona girdiğinde komedyen Dudley Moore’la özdeşleşen Arthur filminin yıllar sonra günümüze uyarlanan versiyonunda, Oscarlı ünlü oyuncu Helen Mirren ile birlikte oynayan, Russell Brand 3 yıl önce yaşadığı ilginç İstanbul macerasından sonra, Türkiye’yi yakından takip etmeye başlamış.
Arthur filmi, 1981 yılında vizyona girdiği zaman hak ettiği ilgiyi pek göremedi. Nedense, aradan yıllar geçip, daha çok izleyici Arthur’la buluşunca, film geç de olsa, inanılmaz beğeni kazandı. Dudley Moore ile adeta bütünleşen imkanları sınır tanımayan naif, zengin çocuğu karakteri ‘Arthur’, zaman içinde belleklere kazındı. Üstelik, filmin orijinalinde Arthur’un sağ kolu, hem arkadaşı hem yardımcısı rolündeki Sir John Gielgud’da performansıyla, unutulmaz bir başarı yakaladı.
Aradan geçen 30 yıl sonra filmi günümüze uyarlayıp, modernize eden yönetmen Jason Winer, unutulmaz Arthur karakteri için, İngilizler’in haşarı komedyeni Russell Brand’la anlaştı. ‘ Ben, bu rol için Russell Brand’dan başkası düşünmedim’ diyecek kadar açık sözlü olan, Jason Winer, Kraliçe 2’ci Elizabeth’i oynayarak Oscar kazanan ünlü oyuncu Helen Mirren ve Nick Nolte’yi de ilginç kadroya ekledi. Yeni Arthur’da oldukça iddialı olan ekip, Londra’da sorularıma birbirinden ilginç cevaplar verdi.
Russell Brand: ‘ Türkiye’de eğleneyim dedim başım derde giriyordu’
Russell Brand, stand up dünyasına girdiği zaman hemen dikkat çekmedi. Ama, zaman içinde hazır cevaplılığı, koyu göz makyajı ve bitmeyen enerjisi ile farklılığını kanıtladı.
Patavatsız tavırları ile BBC’yi bile karıştıran Brand, başarı merdivenlerini yavaş ama emin adımlarla çıktı. Ve hiç yılmadı. Kendisine yapılan eleştirilere aldırmadan yolunda yürüyen Russell Brand, ABD’li şarkıcı Katy Perry ile yaşadığı aşk ile bir kez daha gündeme geldi. Hızlı yaşamıyla dikkat çeken Brand-Perry ilişkisine magazin basını 15 gün süre verirken, ikili kısa sürede nişanlandı ve Hindistan’da dünya evine girdi.
‘ Artık uslandım’ diyen Russell Brand, sorularıma oldukça samimi cevaplar verdi. Zaman zaman, o da bana soru sordu. Ama, ben bu soruları başka bir zaman saklıyorum!!.
– Önemli bir filmde, önemli bir karakter oynuyorsunuz. İnsanların sizi otomatik olarak Dudley Moore ile kıyaslamasından korkmuyor musunuz? Yoksa, ‘ Eleştirilere artık alıştım ’mı diyorsunuz?
Arthur’u çok sevdim. Hatta, kendimi Arthur gibi görüyorum. Onunla o kadar çok ortak yönümüz var ki… Biliyorum, ben de patavatsızım. Çoğu zaman düşünmeden hareket ediyorum. İnsanları kırabiliyorum. Elimin ve dilimin ayarı yok. Spontane davranıyorum. Ama, tıpkı Arthur gibi kalbimde kötü hiçbir şey yok. Niyetim iyi. Bunu da beni yakından tanıyanlar bilir. Diğerlerinin ne düşündüğü önemli değil. Eminim, Dudley Moore ile kıyaslanacağım. Korkmuyorum. Ben, rolümü çok severek ve inanarak oynadım. Önemli olan bu. Eminim izleyici bunu alacaktır.
Ya, Arthur’ un özel yaşamı? Arthur, kalbindeki kadını bulana kadar çok hızlı bir hayat yaşıyor. Sonra, mucizevi bir şekilde duruluyor. Buna ne diyeceksiniz?
Sen çok zekisin. Arthur’la benim özel yaşamım da çok benziyor. İnsan demek aradığını bulunca duruluyor. Ben de Arthur gibiydim. Bir orada bir burada. Ama, artık uslandım). Ne istediğimi biliyorum. O günler geride kaldı.
Peki, siz kendinizi Dudley Moore ile kıyaslar mısınız?
Dudley Moore, yıllar önce benim kahramanımdı. Hep onun gibi olmaya özenirdim. Dudley Moore’un tüm filmlerini ezbere bilirim. Kendimi onunla kıyaslamak istersem acımasız olurdum. Yine de, pek fena olduğum söylenemez. Bu arada projede asıl beni heyecanlandıran Helen Mirren oldu. O’nun ismini duyar duymaz, hemen kabul ettim.
Helen Mirren ile inanılmaz bir enerji yakalamışsınız. Bu nasıl gelişti?
Helen, müthiş bir oyuncu. Müthiş bir kadın. Müthiş bir dost. Onunla yan yana aynı sette olmak bir lutüf. Gerçekten harika biri Helen. Ondan o kadar çok şey öğrendim ki. Dostluğumuz devam edecek. Üstelik çok seksi bir kadın. İnsana enerji veriyor. Aramızdaki sinerji anında doğdu. Son hız devam ediyor!!
Türkiye’ye hiç gittiniz mi? Seyahat etmeyi sevdiğinizi biliyorum..
Dersini çalışmışsın. Peki, hükümeti ve çalışmalarını nasıl buluyorsun? Türkiye’deki politika ile ilgili ne düşünüyorsun?
Nasıl yani?
Şaşırttım galiba? Türkiye’yi yakından takip ediyorum. İstanbul harika bir şehir. Birkaç yıl önce Türkiye’ye gittim. İstanbul’u çok beğendim. Orada başım derde de girdi. Olayı sana anlatayım ama yazıp yazmamak sana kalmış. Sonrasında, ülkeni takip etmeye başladım.
Hükümeti, yaptıklarını inceledim. Tüm dünyada değişim rüzgarları esiyor. İnsanlar iyi şeyleri hak ediyor. Bazen, dışarıdan ahkam kesmek kolay, ama her ülkenin değerleri kendine özgü. Bunları bu şekilde değerlendirebilmek zor.
Gelelim, Türkiye macerama. Evet, İstanbul’da biraz yaramazlık yapmak istedim. Ama başım derde girdi. Kim olduğumu ispatlamam bayağı zaman oldu, keyfim kaçtı. Ama bu güzel şehire ilgim hiç bitmedi.