Tony Blair’e veda yazısı

Ders alınsaydı, tekerrür eder miydi tarih?

Tarih: 19 Ocak 1976…

İngiliz Muhafazakar Parti Lideri Margaret Thatcher Kensington Town Hall’da yaptığı bir konuşmada, Sovyetler Birliği’ni ağır eleştirince, Sovyet Savunma Bakanlığı gazetesi Krasnaya Zvezda(Kızıl Yıldız), lafını esirgemeyen kuaför eli değmiş kabarık saçlarıyla meydanlarda hararetli konuşmalar yapan İngiliz kadın politikacıya, ‘Demir Leydi’ lakabını takıyor. Sonraları sahibiyle çok özdeşleşecek bu lakap Moskova Radyosu’ndan tüm dünyaya duyuruluyor.

Sert mizacı, kararlı tavrına tezat yüzüne yapışan o asil gülümsemeyle karşılıyor yeni lakabını Margaret Hilda Thatcher… Dünyanın yeni ‘Demir Leydi’si  4 Mayıs 1979’da İngiltere’nin ilk kadın başbakanı olarak hükümeti kurarken, yaraları hala kanayan İngiliz halkı, zor bir dönemden yara ala ala geçen ve yıpranan İşci Partisi dönemine uzun bir süreliğine ‘elveda’diyor.

Oxford Üniversitesi mezunu bu cesaretli kadın, İngiliz siyasetinin en önemli isimlerinden biri olma yolunda kendinden emin adımlarla ilerlerken, hem büyük destek gördü hem de ciddi muhalefetle karşılaşdı. Göreve geldiği ilk yıllarda Avrupa Topluluğu’na kafa tutup, “İngiltere topluluğun bütçesine çok katkıda bulunmuştur”diyerek, topluluğun İngiltere’ye 850 milyon Sterlin geri vermesini sağlayacak kadar kararlı, erkek eşcinselliğini  mecliste tartışacak kadar reformcu, dünya politikalarına geçen ‘taktik geliştirme’ yöntemleri ile örnek alınan ‘ Demir Leydi’, önceleri İkinci Dünya Savaşı sonrası iş başına gelen İngiliz başbakanları arasında en az kamuoyu popülaritesine sahipken Falkland Savaşı’nda kazanılan zafer, bu taviz vermez kadına İngiliz halkının desteğini getirdi….

Savaştan galip çıkmak ve halkın desteği..Siyasetçinin artan popülaritesi…

Gel zaman git zaman hem parti içinde hem de 10 yıllık iktidar koltuğunda yıpranan Thatcher Hükümeti için son damla, “poll tax-kelle vergisi” oldu.

Bardak taştı…

1990 yılında istifa etmek zorunda kalan ‘ Demir Leydi’ koltuğunu o dönemin Maliye Bakanı John Major’a bıraktı….

Maliye Bakanı John Major, İngiltere’nin ilk kadın başbakanı ve güçlü siyasetçisi Margaret Thatcher’den 11 yıl sonra aldığı başbakanlık koltuğuna tam oturamadı.. ‘Demir Leydi’nin demir gölgesi hep takip etti onu….

Tarih: 1 Mayıs 1997…

18 yıllık Muhafazakar Parti iktidarından sonra, İngiltere’de yeni bir çağ başlıyor…43 yaşındaki karizmatik Oxford Üniversitesi mezunu hukukçu Tony Blair, İngiliz halkını peşinden sürüklüyor..Karşısındakinin gözünün içine içine bakan kararlı tavırlarından mı, halkın yeni bir kana ihtiyacı olduğundan mı yoksa İngiltere tarihinin Lord Liverpool’dan sonra seçilen en genç başbakanı olduğundan mi?

‘New Labour-Yeni İşci Partisi’ sloganıyla yenilenmiş İşci Partisi ve genç yüzü Tony Blair, çok seviliyor…

Nasıl sevilmesin? Kraliyet’in o mesafeli tavrını, insani ve zamanında yaptığı müdahalelerle yumuşatıyor genç başbakan..İlk sınavı, milyonları ağlatan Prenses Diana ve sevgilisi Dodi Fayed’in, Paris’te ölümüyle gelen şok haber…Kraliçe, önceleri dilini yutmuş gibi sessiz kalırken halkın giderek artan kızgınlığını, Queen ve Beatles hayranı Blair bastırıyor… ‘ Kalplerin Prensesi’ için, İngiliz halkının karşısına geçip konuşuyor..Üzgün..Halkın ve beklenmedik ölümün karşısında son derece kontrollü ve samimi bir politikacı var..

İngiliz halkı, uzun zamandır Muhafazakarların çizdiği halktan kopuk mesafeli politikacı tavrından yorulmuş olsa gerek!!!Kucaklıyor Blair’i..Ve Blair’in o zamanlar 4 kişilik ailesini…

Sonra, medya Bayan Blair’le tanışıyor..Kocasının popülaritesi altında kalmayan kendisi de hukukçu bir kadın.Kah, 10 Downing Sokağı’na gelen çiçekleri almak için kapıyı gecelikle açarken yakalanıyor..Kah, koca koca gülerken…Kameralar yakalıyor Bayan Blair’i.

Olsun.. “ Make History” sloganıyla kolları sıvayıp, sloganında bangır bangır bağırdığı gibi tarihi yeniden yazmaya kararlı Blair.

İktidarda bulunduğu 10 yıl boyunca halk tarafından çok sevildi Blair. “ Modern sosyal demokrasi” ve “ Üçüncü Yol” olarak nitelendirdiği politikalarının çatısı altında çok sesli bir İngiltere yaratmak istiyordu. Eğitim ve sağlık alanlarında, vergi konusunda, sosyal hakların geliştirilmesinde yapacaklarını açıkca ortaya koyuyordu. İskoçya ve Galler’e yetki verme konusunda tartışmalara son vermek için referanduma giden Blair’li İşci Partisi, 2001 seçimlerinde yine iş başındaydı…

Açık arayla kazanmıştı seçimi Blair…Geçen süre zarfında Blair ailesine yeni bir üye eklenmiş, Tony Blair dış politikaya ağırlık verirken Cherie Blair de, yurt dışında katıldığı konuşmalardan oldukça fayda sağlar olmuştu. “ Göğüs Kanseri Vakfı” na fahri başkanlık

yapan başarılı avukat, kanserli çocuklar yararına çıktığı Avusturalya turuna katılımından ve konuşmalarından para alınca, halkın tepkisini aldı.. “ Başbakanım ama önce aile adamıyım” diyerek ailenin önemini vurgulayan Blair’in 10 yıllık iktidarı döneminde kabine bakanlarının seks skandalları da basının gündemini bol bol doldurdu. Başbakanlığının ikinci döneminde Amerikan dış politikasına açıkca destek veren Tony Blair, 2001 Afganistan ve 2003 Irak saldırılarından sonra verdiği fotoğraflarda, artık eskisi gibi bakmıyordu lenslere..

Irak savaşının kanlı sonucu…Demokrasi getirmek adına, her gün yüzlerce insanın katledilmesi…

İngiliz basınında çıkan Irak haberleri Blair’i çok yıprattı…

Savaştan galip çıkamayan üstelik, ne için savaşa girdiği İngiliz halkı tarafından anlaşılamayan Blair popülaritesini kaybetmemek için halkı ilk etapta etkileyen insani özelliklerini kullanmaya çalıştı…Yetmedi..Son darbe, çok güvendiği sırdaşı Başbakan Yardımcısı John Prescott’un dünya basının diline düşen seks skandalı oldu…

Meslek hayatıma Tony Blair’le yaptığım röpörtajla başladım. İktidarda olduğu sürede kendisiyle çok karşılaştık..Son olarak da geçen sene Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zabcı ile birlikte 10 Downing Sokağı’ndaki Başbakanlık Konutu’nda görüştük, Tony Blair’le..Geçen yıllar O’nu haddinden fazla yaşlandırmıştı..Ama her zamanki gibi duyarlı ve karizmatikti..Türkiye’ye çok sıcak bakıyordu. AB müzakerelerinde, Türkiye’ye verdiği destek görülmeye değerdi.İngiltere’de top koşturan futbolcularımız Emre ve Tugay’ı yakından takip ediyordu…Eşi Cherie, Kıbrıs Rum Yönetimi’nin KKTC’deki arazine ev inşası suçu nedeniyle dava ettiği İngiliz Orams çiftinin avukatı oldu.

Tony Blair, İngiltere’de özellikle de Londra’da yaşayan Türkler’le de çok ilgiliydi..Avam Kamarası’nda Türk milletvekili görmek istediğini söyledi..

Şimdi hazırlık yapıyor..İstifaya günler kala…

Zaman geçiyor tik tak…Mehmet Akif’in söylediği gibi, ‘tarih tekerrürden ibaretse’ ne demeli şimdi sırasını bekleyen Maliye Bakanı Gordon Brown’a?….

 

Ayşegül EKİNCİ/LONDRA

Share on facebook
Share on Facebook
Share on twitter
Share on Twitter
Share on pinterest
Share on Pinterest
Share on whatsapp
Share on WhatsApp

Bir cevap yazın

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Post comment

PAYLAŞ: 

Share on facebook
Share on twitter
Share on linkedin
Share on pinterest
Share on email