25’cisi düzenlenen Londra Moda Haftası’nda 2009-2010 sonbahar kış koleksiyonunu tanıtan genç Türk modacı Bora Aksu, geçmişe yönelik hazırladığı kıyafetleri kadar, göğüsleri dantel altında kalan modelleriyle de Londra Moda Haftası’na damga vurdu.
2002 yılında dünyaca ünlü Central St Martins Moda Ve Tasarım Okulu’ndan mezun olan Türk modacı, İngiltere’de ‘Yeni Nesil Modacılar’ kategorisinde 4 sene üst üste ödül alarak dikkatleri üzerine çekmişti. 2009-2010 koleksiyonunda yine adından bahsettiren Bora Aksu, bu sefer dekolte olarak seçtiği ilginç yöntemle Londra Moda Haftası’nda iz bıraktı . Aksu, 19’cu yüzyıl İngiltere’sinden esinlenerek hazırladığı koleksiyonunda dantel, tafta, ipek, koton gibi birbirinden oldukça farklı kumaş çeşitlerini kullandı. Birbirine tezat olan kumaşları ustalıkla biraraya getiren modacı, bu çalışmasında ünlü ressam Tissot’un metresinden ilham aldığını itiraf etti. 28 yaşında hayata veda eden bu güzel kadın Tissot’ün onlarca resminde yer almış ama kendi hayatında sosyal baskı yüzünden mutluluğu hiç yakalayamamıştı. Tissot’un sevgilisi olan Lady Kathleen Newton, ölümünden sonra da ressama esin kaynağı oldu. Bu asil ve hüzünlü güzellikten etkilenen Türk modacı Bora Aksu da, 2009-2010 koleksiyonunda geçmişe dönerken, dantel altında kalan meme dekoltesiyle de moda dünyasının ilgi odağı oldu.
Modacı Bora Aksu’nun, detaylara özen gösterdiği koleksiyonunda petrol mavisi, gri, yeşil, siyah gibi daha çok gizemli ve derin tonlara ağırlık vermesi dikkat çekti.
‘ Sosyal değişimler modaya iyi gelir’
‘Bora Aksu Kokteyl’adlı kokteyl kıyafetlerinden oluşan yeni koleksiyonunu önümüzdeki ay Paris’te tanıtacak olan Türk modacı, Hürriyet’e dünyayı saran ekonomik krizin modaya yansımasını şöyle açıkladı: ‘ Dünyada ciddi bir ekonomik kriz var. Ama aynı zamanda bir çok sosyal değişim de yaşamaktayız. Belki bazı modacılar bütçelerini küçültüp, şovların maliyetini düşürmeye çalışıyorlar. Ama moda çok farklı bir alan. Hem, sosyal değişimler modacıları da etkiler. Dünyanın yaşadığı krizler sonucu pek çok akım doğmuştur’ .
Ayşegül EKİNCİ/LONDRA