Bütün bunların sebebi Mourinho’nun kaybolan köpeği

Bütün bunların sebebi Mourinho’nun kaybolan köpeği

Bu hafta Ada gündemi herzamanki gibi yoğundu.. Bir yandan, 10 Downing Sokağı’na çok yakında ‘elveda’ diyecek Tony Blair’in koltuğunu devralması kesin gözüyle bakılan Gordon Brown’un kendini sevdirme ve şirin görünme turları, diğer yandan aylardır hala Prens Harry’nin Irak’a gidip gitmemesine karar verilememesi.. Ha gitti ha gidecek derken, İngiliz tahtının 3’cü sıradaki varisinin Londra’nın ünlü gece kulüplerinde Irak muhabbetleri yaparken sabahlaması!!! Nedense, basına hep eğlenirken yakalanması..

Ama, küçük mini minnacık bir yaratık bütün bu haberleri solladı, polisi harekete geçirdi, gazetecileri bilinmeyen bir hikayenin peşinden sürükledi, hafta boyu sürecek ciddi bir kaos yaşattı, İngiltere Futbol Federasyonu Kupası final maçını gölgede bıraktı !!!

Şimdiden söyleyeyim bütün bunların sebebi Chelsea Futbol Kulübü Teknik Direktörü Jose Mourinho’nun kaybolan minik köpeği!!!!

İngilizler özellikle de Chelsea taraftarları günlerdir, Jose ustanın Leya isimli sevimli teriyer cinsi köpeğini aradı. İngiliz basını, 1966 yılında 30 bin sterlinlik altın Jules Rimes Kupası’nın sergide çalınmasından sonra yaşadığı bu ilginç ‘ köpek kaybolma’ vakasını günlerce konuştu..

Hafta başı Jose Mourinho’nun  Londra’nın en gözde semtlerinden biri olan Belgravia’daki evine baskın yapan 8 polis ve veteriner, karantina kurallarına uyulmadığı gerekçesiyle alıkoymak istedikleri köpeği ellerinden kaçırdı. Mourinho ailesinin köpeğinin nereye gittiği ya da kaybolduğu bir türlü anlaşılamazken, hafta sonu Wembley’de oynanacak nefes kesici FA Kupası final maçı öncesi konuşmaya karar veren Mourinho hoca, ‘ Köpeği St Tropez’e gönderdim’diyerek bu garip kaybolma vakasına son noktayı koydu..

Görülen o ki, Chelsea ve Manchester United arasında oynanacak maça saatler kala, artık basının ve yetkililerin köpeğiyle değil de daha ciddi konularla ilgilenmesini isteyen Portekizli hoca, günlerdir gazetelerin manşetinden inmeyen köpeği Leya’nın bütün bu olanlarda ‘suçu olmadığını’ kendi uslübuyla belli etti.

……………………

Yenilenmiş tarihi Wembley Stadyumu’nda unutulmaz açılış

Futbolla ilgilenenler bilirler..Londra’daki Wembley Stadyumu, futbolun beşiği İngiltere için çok önemlidir..Bu stadyum futbol tarihinin nefes kesen maçlarına ev sahipliği yapmıştır.Futbol tutkunu olup özellikle Wembley’de ev arayanlara bile rastlarsınız!! Wembley Stadyumu, 1923 yılında oynanan ilk Federasyon Kupası finalinden 2000 yılına kadar  200’den fazla gole, 30 değişik galip takıma ve unutulmaz anlara tanıklık yaptı.Ancak, Wembley’in 2000 yılındaki durumu gerçekten kötüydü ve artık zamana dur diyemeyen Wembley’e yeni bir çehre lazımdı..

Yeni Wembley Stadyumu’nun çalışmalarına 2002 yılında başlandı ve stadın yenilenmesi tartışmalara neden olacak şekilde uzadıkca uzadı..

Beş yıl süren yapım çalışmalarından sonra, FA’in verdiği bilgilere göre,  90 bin kapalı oturma alanıyla dünyanın en büyük stadyumu geçtiğimiz Cumartesi günü görücüye çıktı.

1.5 milyar dolara mal olan Yeni Wembley, İngiliz futbolunun iki önemli ismi Chelsea-Manchester United’in 2007 Futbol Federasyonu Kupası için mücadele verdiği final maçıyla açılış yaptı. Bu açılış öyle görkemliydi ki, koca stadda iğne atsan düşecek yer yoktu. Sonradan katılımın 89 bin 826 kişi olduğu belirlendi. İngiltere tahtının veliaht prensi William’ın açılışını yaptığı törende, şimdiye kadar FA Kupası’nı kazanan takımların hala hayatda olan ünlü futbolcuları tek tek stada çıkarak futbolseverleri selamladı.Kraliyet Hava Kuvvetleri’ne bağlı 9 adet Hawk helikopterinin havada yaptığı gösteri ise izlenmeye değerdi. Maçın 93 yaşındaki en yaşlı seyircisi ise tekerlekli sandalyede izlediği final maçında duygulu anlar yaşadı..

Türk basınından sadece Hürriyet’in izlediği bu heyecanlı açılışta, İngiliz ressam Nick Botting ilgimi çekti..Elinde fırça, önünde tuali ve renk renk boyalarıyla, sanki bütün bu heyecanın arasında kendi dünyasının heyecan doruğundaydı..O futbolla ve birazdan başlayacak maçla değil, maç bitimi FA’in Soho’daki merkez binasına asılacak tabloyla ilgileniyordu. Kendisiyle konuştuğum ressam, maç başlamadan tablosunu bitirmek istediğini söyledi.

Aslında tablo neredeyse bitmişti..Boş bir saha..Ama görkemli..Yeşil ve kırmızının ağırlıklı olduğu renklerle..Birazdan başlayacak o müthiş heyecanı yansıtmadan..

Ve maç başladı. Yeni Wembley’de alınacak ilk kupa her iki takım içinde çok önemliydi. Manchester United rekor seviyede şimdiye kadar 11 kere FA Kupası’nı müzesine götürdü. Chelsea ise 3 kez kupayı havaya kaldırdı. Maçın önemi ve gerginlik iki tarafa da yansıyınca ilk 45 dakika oldukça temkinli geçti. İkinci yarıda artık gol arayışları başlarken, bence maçın iki yıldızı vardı. Wayne Rooney ve Didier Drogba!!!

Drogba, Chelsea’nin yüzünü güldüren o golü maçın uzatmalarında beklenmedik bir anda attı..Ama, Wayne Rooney’nin 123 dakika boyunca hiç bitip tükenmeyen gol arayışları ve topu inanılmaz sürüşü, sanırım benim gibi bir çok futbol izleyicisinin de aklında kalacak…

 

Ayşegül EKİNCİ/LONDRA

Share on facebook
Share on Facebook
Share on twitter
Share on Twitter
Share on pinterest
Share on Pinterest
Share on whatsapp
Share on WhatsApp

Bir cevap yazın

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Post comment

PAYLAŞ: 

Share on facebook
Share on twitter
Share on linkedin
Share on pinterest
Share on email