Türkiye haftabaşından beri bu görüntülere kilitlendi. İngiliz Kraliyet Ailesi Üyesi, dünyanın tanıdığı bir yüz. Her ne kadar ‘ismi kadar ünlü’ kızıl saçlarını siyah bir perukla saklasa.. Ve her ne kadar başına taktığı yeşil eşarpla ‘ undercover-gizli’ olduğunu düşünse..Biz onu tanıdık. Dünya onu tanıdı. İngiliz Düşesin, ITN ekibiyle gizli çekimleri gündeme tam anlamıyla ‘ bomba’ gibi düştü. Artık, hepimizin koridorlarını yayınlanan görüntülerden ezbere bildiğimiz Saray Yetimhanesi ve Zeytinburnu Rehabilitasyon Merkezi gerçeği…
Yurtiçinde değil de yurtdışında yaşayınca bir başka bakıyorsunuz ülkenizin gerçeklerine..Bir haftadır dillerde pelesenk olan yetimhane gerçekleri, ancak dışbasına yansıyınca ‘ bizde olay’ oldu. Aslında bu haberi bu denli deyim yerindeyse ‘ gündeme oturtan’, dünyaca tanınan bir ismin ve özellikle İngiliz Düşesi olan birinin, Türkiye’deki yetimhanelere girmesiydi..Hem de gizlice!!!
Yok canım nasıl yapar.
Bu ne cüret..
Sarah Ferguson Türkiye’yi karalamak istiyor..
Ne yapmaya çalışıyor..
Bir haftadır hep bunlar konuşuluyordu…Ta ki, suçlu Sarah Ferguson özür dileyinceye kadar!!!
Olay kahraman York Düşesi Sarah Ferguson karşımda..Londra’da çok özel bir röpörtaj yapacağız. Ben sabırsızlanıyorum..O da sabırsız..Benim sabırsızlığım, merak edilenleri kendisine bir an önce sorup bütün bu sorulara cevap bulabilmek. Neden gizlice iki yetimhaneye girdiği..Neden kızlarını yanına aldığı..Neden Türkiye..Ne yapmaya çalışıyor..
Sarah Ferguson’un sabırsızlığı ise, ‘yetimhanelerle ilgili herhangi bir iyileştirme var mı?’, ‘ yetkililer orada olanların farkında mı?’ bunların cevabını merak ediyor. Sabırsızlığını konuşmasından anlıyorum, yetimhanelere bakışındaki insancıllığı ise gözlerindeki ışıkta!!
Karşımda öyle gizli ajan filan yok..Tam on beş yıldır dünya çocukları için çalışan son derece güçlü ve aklı başında bir kadın var. Bu kadın, yıllarca dünyanın bir çok bölgesine giderek istenmeyen çocuklar için çalışmış..Çalışmakta..Hani ajanlık tarafı için, ön plana çıkma psikolojisi desem, zaten karşımdaki York Düşesi dünyaca tanınan bir isim..James Bond filminin galasına gitmek için onca zahmete girişmiyor..İki ülkede, Türkiye ve Romanya’da, yetimhane çocuklarının yaşadıklarını gözleriyle görmek için ‘ ajanlık’ yapıyor…Ya da, söylediğine bakılırsa ‘ zorunda bırakılıyor’…
Sarah Ferguson ile neredeyse sabah saatlerinden itibaren beraberdik. O’nu izledim. Daha doğrusu gözledim. Yaptığı işe inanıyor. Yaptığı işin yüzde yüz arkasında.
Ve bana soruyor, ‘ İnanamıyorum. Neden Türkiye’yi küçük duruma düşürmek isteyeyim. Türkiye’nin AB’ne girmesini çok istiyorum. Ama, özellikle çocuk hakları konusunda iyileşme kaydedilmeli. Ben uzman filan değilim. Zaten, bu yetimhanelere gizli girmemin sebebi buna mecbur olmam. Çünkü, yetkililer Saray Yetimhanesi’nin dekore edildiğini ve ziyaretin mümkün olmadığını belirtti.’.
Kendisine hemen belirtiyorum, ‘ Bu görüntüler basına yansıdıktan sonra, Hükümet de kendi soruşturmasını başlattı.Hatta ertesi gün basın mensupları söz konusu Saray Yetimhanesi’ne davet edildi. Görüntülerin gerçeği yansıtmadığı ifade edildi’.
İşte o an karşımda tüm asaletiyle duran York Düşesi gidiyor, aktivist farklı bir kadın geliyor ve adeta kükrüyor. ‘ Ya, öyle mi? Peki, o basın mensupları yetimhanenin üst katına çıktılar mı? Onlar heryeri gördü mü? Bir de bilirsiniz ‘ spot on-anında’ yapılan kontroller her zaman gerçeği yansıtır’.
Ve Düşes devam ediyor: ‘Biliyor musunuz? Orada, yerde yatan bir çocuk vardı. Bu çocuk neredeyse hayatı boyunca dışarıyı görmemiş. Ve belli ki gün ışığını seviyor. Ve yüzünde bir parça güneşi yakalamak için koridorda yattığı yerde çabalıyor. Ben her sabah bu çocuğun ifadesiyle uyanıyorum!!!Bu çocuklara şefkat gerekli. Saray Yetimhanesi’ndeki görevliler de değişim istiyor. Onları eğitmek lazım.Bu çocuklar hepimizin’.
York Düşesi kendisine yöneltilen eleştirilere adeta şaşkınlıkla bakıyor..’ Türkiye’den özür dilerim. Onları incittiysem ki ben bunu amaçlamadım. Defalarca özür dilerim’..
“ Ama yaptığım işin sonuna kadar arkasındayım. Eğer bu işi yapmamış olsaydım, şimdi siz karşımda bu soruları soruyor olmazdınız. En azından bu şekilde bu çocukların durumlarının iyileştirilmesine katkıda bulundum’..
Ayşegül EKİNCİ