Leonardo Di Caprio : ‘ Aşk iki kişilik bir rüya’ : ‘ Artık baba olmak istiyorum’ : ‘ Hiçbir şey beni şaşırtmıyor’ ‘’ En yakışıklı erkekler listesinde hep üst sıralarda. Onun yakışıklığı sadece son derece fotojenik olması, tüm zamanların en çok izlenen filminde başrol oynaması, birbirinden farklı karakterlerin üstesinden rahatça gelmesi değil, bozulmayan doğallığı, yitirmediği o çocuksu içten bakışlarında.
Titanik filmiyle gelen şöhretten sonra iniş çıkışlı günler yaşasa da, ailesinin ve aşkın yardımıyla kendine gelen daha doğrusu büyüyen bir adam o. Küçük yaşta başladığı sinema kariyerinde hak edilmiş başarılar elde eden DiCaprio, salt yakışıklı olarak anılmaktan da şikayetçi. Hollywood’un klasik ‘ leading man/baş aktör’ tanımına cuk oturan Leonardo, ismini de annesi Irma’nın çok sevdiği ressam Leonardo DaVinci’den esinlenerek koyduğunu iftiharla söylüyor.’’
Ünlü İngiliz yönetmen Christopher Nolan’ın merakla beklenen son filmi ‘ Inception-Başlangıç’ filmi için buluştuğum tüm zamanların en yakışıklı aktörlerinden Leonardo DiCaprio, ‘ artık aile kurup biran önce baba olmak istediğini’söyledi. Londra’daki otel odasında puro kokuları içinde yaptığımız söyleşide samimi tavırları ve içtenliğiyle benim de kalbimi fetheden 35 yaşındaki Leonardo DiCaprio, hayata bakışının anneannesinin vefatından sonra nasıl değiştiğini anlattı.
DiCaprio, Kara Şövalye, Batman Başlıyor, Prestij gibi gişe rekorlu filmlerinin genç yönetmeni bilim kurgunun dahi adamı Christopher Nolan’ın, tam 10 yıldır üzerinde çalıştığı Başlangıç-Inception filminde ‘ rüyaların en ince detaylarını çalabilen, bilinçaltının derinliklerindeki sırları çekip alabilen ya da bilinçaltına yeni fikirler ekebilen’ farklı bir hırsızı canlandırıyor. 2010’un en merak edilen filmi olma özelliğini koruyan projede iki Oscar ödüllü aktör Michael Caine, yine Oscar ödüllü Marion Cotillard, Ellen Page, Ken Watanabe , Joseph Gordon Levitt ve Tom Hardy ile bir araya gelen Leonardo DiCaprio, bu ilginç filmin senaryosunu okuduğu zaman kafasının nasıl karıştığını da itiraf etti.
‘İtiraf edeyim senaryoyu birden fazla okudum’
ne var?
Christopher Nolan, daha yedi yaşındayken sinemaya gönül vermiş. O zamanlar babasının8 mmkamerasıyla gerçeküstü kısa metrajlı bir film çeken Nolan, sonraki yıllarda düşünce, rüyalar, bilinçaltı, psikoanaliz gibi konulara kafayı takmış. Bu konularla ciddi bir şekilde ilgilenen İngiliz yönetmen, binlerce kitap devirmiş. Zihnin en savunmasız olduğu rüya görme anına ait düşüncelerini ve araştırmalarını bir projede toplamaya karar veren Christopher Nolan, ‘ Inception-Başlangıç’ filmine aslında 30 yaşında başlamış. Chris’in 10 yılda yazdığı senaryo, Leonardo DiCaprio’ya ulaştığı zaman ise ikilinin arasında ciddi bir telefon trafiği başlamış.
Leonardo o günleri şöyle anlatıyor: ‘ Senaryoyu okudum. Doğru mu anlamışım kontrol etmek için Christopher’i aradım. Sonraki günlerde daha projeyi kabul etmeden hergün film hakkında saatlerce konuşmaya başladık. Chris’in proje konusundaki heyecanı müthişti. Bu film onun uzun yıllardır verdiği emeğin sonucu olacaktı. İlk başlarda oldukça karmaşık görünen konu, sonraları Christopher ile kurduğum ilişki sayesinde farklı bir boyuta geldi. Filmde hayli iddialı bir karakter olan yetenekli hırsız Dom Cobb’u oynamak kaçınılmaz hale gelmişti’.
Leonardo DiCaprio’yla merakla beklenen Dom Cobb karakteri ve ‘ Başlangıç’ filmi için konuşurken, fark etmeden farklı konulardan konuşurken de buluyoruz kendimizi. İşte, Leonardo DiCaprio’nun sorularıma tereddüt etmeden, kıvırmadan verdiği cevaplar.
Başlangıç çok farklı bir film. İzleyiciyi şaşırtan, düşündürten bir bilim kurgu filmi. Bazıları için karmaşık olabilir. Bu projeye ‘ neden’ evet dediniz? -DiCaprio:Christopher Nolan film endüstrisinde zaten çok saygı duyduğum bir isimdi. Filmdeki yetenekli hırsızı oynamam için bu rolü teklif ettiğinde bana senaryoyu gönderdi. Kafasındaki ilk ismin ben olduğumu söyledi. Sana anlattığım gibi, senaryoyu okudukça başa döndüm. Okudukça başa döndüm. Biraz karışık geldi. Ama, Christopher’la o günlerde öyle şeyler paylaştık ki, bu filmde oynamamam söz konusu bile olamazdı. Filmin bir de müthiş kadrosu var. Onlarla çalışmanın da zevkliolacağını düşündüm.
Evet, iki Oscar ödüllü Michael Caine, yine Oscar ödüllü Marion Cotillard ve diğer oyuncular. Peki, onlar da senaryoyu okuyunca sizinle aynı duyguları yaşamışlar mı? -DiCaprio: Kesinlikle. Sanırım Michael Caine dışında herkes senaryoyu birden fazla okumak zorunda kalmış. Ama ben anlatmayım, hepsi kendi ağızlarından anlatsınlar. Ancak, Christopher’in öncülüğünde olmasak böyle bir film ortaya çıkmazdı. Bu arada Marion Cotillard ile oynamak muhteşemdi. Çok iyi bir oyuncu. Duygularını iyi ifade edebiliyor. Konuşmadan gözleriyle oynayan bir oyuncu. Inception çok katmanlı bir film. Filmin içinde aşkı, gerçek aşkı, tanrı aşkını pek çok şeyi sorguluyosunuz. Ya da bunu farkında olmadan yapıyorsunuz. Filmde karı kocanın yaşadığı derin ve çok yönlü tutku dolu aşkı da, Marion’la iyi yansıttığımızı düşünüyorum.
Aşktan konu açılmışken. Sizce aşk nedir. Aşkta kendimizin dizayn ettiği bir rüya olmasın sakın? Siz tutkulu aşklar insanı mısınız? -DiCaprio: Çok iyi anlattın. Aşk iki kişilik bir rüyadır. Rüyalar ne kadar sürer? Bilinmez. Bazıları diğerlerine göre daha kısa, bazıları ise daha uzundur. Bazı rüyaları ise sıkı sık görürüz. Ya da gördüğümüzü sanırız. İki kişi aynı rüyayı görmediği anda aşk da yoktur. Senin de söylediğin gibi belki de bilinçaltımızın dizayn ettiği bir oyun. Tutkulu aşklara gelince akrep burcuyum. Bu bir şey anlatıyor mu bilemem? Ama gündelik ilişkilere inanmam. Sevdiğin zaman tam seveceksin.
Aşktan, tutkudan konuşurken bu kadar şöhretliyken normal bir yaşam sürebiliyor musunuz? -DiCaprio:Normal yaşam sürüp sürmemek sizin elinizde. Ayaklarınız yere basmıyorsa, nerede niye olduğunuzu anlamazsanız her şey mümkün. Ben de bir çok şey yaşadım. Ama geldiğim noktada artık ne istediğimi biliyorum. Bir de anneannemi kaybettim. Onu çok severdim. Onun yokluğu beni derinden etkiledi. Artık aile kurup, baba olmak istiyorum.
Tüm zamanların en yakışıklı aktörlerinden birisiniz. Peki, ya gençken. Okul yıllarında da çok popüler miydiniz? -DiCaprio: İnanmayacaksın ama sınıfın en çelimsiz en kısa öğrencisiydim. Öyle havalı filan da sayılmazdım. Öğretmenlerin beni görmesi için parmak kaldırdığımda dikkat çekebilmek için uğraşırdım. Kalabalık gruplar arasında da fark edilmek için zıpladığımı bilirim. Ama bunlar beni rahatsız etmezdi. Çok iyi bir ailem vardı. Onlardan çok ilgi ve sevgi gördüm. Özellikle annem, benimle çok ilgilendi. Sanırım bu yüzden o zaman ki çelimsizliğimi çok dert etmedim.
Tekrar Inception’a geri dönersek. Film çok etkileyici ve düşüncüleri harekete geçiren bir film. Böyle bir filmde oynamak size nasıl geldi? -DiCaprio: Inception müthiş konusu olan bir film. Tanıdık konulardan sıyrılıp, sizi düşündürten ve sorgulama mekanizmanızı harekete geçiren katmanları var. Bunu, Christopher Nolan’ın filmlerinde buluyorsunuz. Tabii yoğun çekimlerden sonra bende de bazı izleri kalmadı değil. Mesela daha önce yapmadığım bir şey, kendimi sabah uyandığımda rüyalarımız analiz ederken buluyorum. Rüyalarımı sabahları uzun bir süre düşünüp, kurgulamaya başladım. Şimdilik bu iyi bir şey mi yoksa kötü mü bilmiyorum. Ama otomatik olarak yapıyorum. Son zamanlarda çok yoğun karakterler oynuyorum. Bu da bana terapi gibi geliyor.
Şimdi ben bir kurgu yapıyorum: ‘ Ortak bir rüya görmenizi sağlayıp, bilinçaltından fikir çalmayı ya da fikir ekmeyi mümkün kılacak bir makine yapılabilir mi? Kötü niyetli kişiler ya da örgütler böyle bir projeyi sizin filminizden çalabilir mi? -DiCaprio: Lütfen bu soruyu Christopher’a da sor. Doğrusu neden olmasın? Baksanıza 100 yıl önce dünyada şu an yaşanan olaylarla, gelişmelerle ilgili şeyler konusunda fikrimiz yoktu. Ama, neler oluyor. Ve artık hiçbir şey beni şaşırtmıyor. Bu fikri de çalabilirler, sonuçta cazip bir fikir.
Peki, ya sizin rüyalarınız. Hayal kurar mısınız? -DiCaprio:Doğrusu çok büyük hayallerim yoktur. Bazı insanların büyük hayalleri vardır. Ben onlardan biri değilim. Hayaller gerçekleşmeyince kötü oluyorsunuz. Düş kırıklıkları ise insanı yaşlandırıyor. En büyük hayalim çalışmaya devam etmek.
Ya en kötü düşünüz? -DiCaprio:Hayattaki varlığımın artık bir anlam ifade etmemesi. Sanırım bundan kötü bir şey olamaz.
Christopher Nolan: ‘ Hayalimdeki filmi yaptım’ Bilim kurgunun dahi yönetmeni Christopher Nolan, Inception-Başlangıç filminden çok umutlu. Uzun yıllardır yapmak istediği bir şeyi yaptığını söyleyen Christopher Nolan filminin dünya prömiyerini yaptığı Londra’da çok heyecanlıydı. ‘ Inception’u 9 yıl önce yapsaydım projeyi destekleyecek stüdyo bulamayabilirdim’ diyen Nolan, sorularıma şu yanıtları verdi.
Inception filmi için Leonardo DiCaprio sizin ısrarla düşündüğünüz tek isimmiş. Neden? -CNolan: Yok öyle bir şey, Leonardo bu rolü almak için bana çok yalvardı. Rica etti. Ben de ısrarlarına dayanamayıp, peki dedim. Şaka..Şaka..Inception benim çocuğum gibi. Yıllardır bu filmin üzerinde kafa patlattım. Benim için çok önemliydi. Başroldeki yetenekli, gizemli ve karizmatik hırsız Leonardo’dan başkası olamazdı. Dom Cobb aynı zamanda duygusal bir adam. Ve çok iyi bir manüpülasyoncu. Tutkuyla aşık olduğu eşini de fark etmeden manüpülete etmiş. Kadın kendini öldürünce, bundan kendini sorumlu tutuyor. Aslında her ilişkide göreceli olarak yaşanan duygular bunlar. Kadının kendini öldürmesi değil tabii, partnerlerin birbirini fark etmeden etkilemesi. Sonuçta, Leonardo bu role en yakışan yüzdü. Ve onun bu rolü kabul etmesine çok sevindim.
10 yıldır Inception üzerinde çalışıyorsunuz. Böyle bir konuyu işlemek nereden aklnıza geldi? -CNolan: Psikoanalizle çok ilgiliyim. Yıllardır, insan beyninin nasıl işlediğini araştırıyorum. Aslına bakarsanız hayatda duygularımızı, düşüncelerimizi bastırarak yaşıyoruz hep. Bastırdığımız duygular kaybolmuyor, başka şekillere dönüşerek bize geri dönüyor. Dünyada bugün yaşadığımız olaylar hep geçmişin ya a geleceğin dönüşümü. Anlar ise ortak yaşanan zaman dilimleri. Bu açıdan baktığınız zaman başlangıç diye de bir şey yok. Algılamanın farklı boyutları var. İşte bu düşünceler ve bilgiler, beni Inception’u yapmaya zorladı. Bir de şunu ekleyim artık seyirciye taze bir şey vermek çok zor. Gerçekten yaratıcı olmanız gerekiyor. Basit ve alelacele yapılan işler tutmuyor.
Filminizdeki gibi, birilerinin zihnine bir fikir yerleştirmeniz gerekse seçiminiz ne olurdu? -CNolan: Teknolojinin doğaya daha nazik davranmasını isterdim. Teknolojinin gelişimi güzel ama bunu doğayı yok ederek yapmamalı. Daha temiz ve daha dikkatli olmalı. Bilim adamlarının bilincine bu saygıyı yerleştirmek isterdim.
Leonardo’ya sordum. Şimdi size de soruyorum, kötü niyetli kişilerin ya da örgütlerin bu fikri alıp kullanma tehlikesi var mı sizce? -CNolan: Umarım hayır. Tabii artık günümüzde her şey mümkün. Belki böyle bir çalışma bile yapılıyordur. Ama benim fikrimi kötüye kullanmalarını istemem.
Marion Cotillard: ‘ Christopher Nolan ismi bu filmde oynamaya yetti’ Edith Piaf’ın hayatını anlatanLa Momefilmi ile Oscar kazanan güzel oyuncu Marion Cotillard da, Christopher Nolan’ın senaryosunu defalarca okumuş. Ancak Marion, daha senaryoyu okumadan filmin Christopher Nolan’a ait olduğunu öğrenince, Mal karakterini oynamak istemiş. Filmdeki karakterin çok yoğun bir kişilik olduğunu söyleyen Cotillard, ‘ Filmin içinde öyle çok mesaj var ki. Kadın erkek ilişkisi de farklı işlenmiş. Karı kocanın kurduğu o özel dünya, sanki ortak bir tutku alanına dönüşmüş. Birbirlerine olan sevgi ve tutkuları, bastırdıkları duygularla değişik bir boyuta kayıyor. Dom Cobb, karısının ölümünden kendisini suçluyor. Karısı ise onu kaybetmemek adına sevgilerini intiharla test ediyor. Trajik ve tutkulu bir aşk. Filmin örgüsü içinde çok iyi anlatıldığını düşünüyorum’. Bu noktada yönetmen Christopher Nolan’da Marion Cotillard’ın filmde ‘ Gölge kadın’ Mal’u inanılmaz bir gerçeklikte canlandırdığını söylemeden geçmiyor. Cotillard’a övgüler yağdırıyor.
Ellen Page: ‘ Christopher Nolan’ın filminde oynadığım için çok şanslıyım’ Genç oyuncu Ellen Page, Inception’da oynadığına hala inanamıyor. ‘ Christopher Nolan’ın filimlerinde oynamak ayrıcalıktır’ diyen oyuncu, filmin prömiyerinde bile heyecanını üzerinden atamamıştı. Filmde üniversite öğrencisi Ariadne’yi canlandıran Ellen Page, böylesine özel bir karakteri oynadığı için kendini çok şanslı hissediyor. Senaryoyu okuyunca filmin çok karmaşık olduğunu düşünen Page, ‘ film bitince ortaya inanılmaz bir görsel şov çıktı’ diyor.
Ayşegül EKİNCİ/LONDRA