Bayan ‘ Canım Bakanım’ enerjisini uzaydan alıyor
O, Boğaz’ın en güzel manzaralı mekanlarından Muhsinzade Yalısı’na, dokunup adeta yeniden can vermesiyle hayatımıza girdi.
Aslında Aysal Ailesi ‘ Cemiyet’ hayatının içinde hep vardı . Yedi yıllık serüveniyle boğaz kıyısında bir inciye dönen Muhsinzade Yalısı, Hotel Les Ottomans olunca, boğazın sularında yeniden hayat buldu.
Turizmci Ahu Aysal, Les Ottomans Hotel’in sahibesi ve yöneticisi olarak çok konuşuldu. Kah belediye ile yıllar süren mücadelesi. Kah oteline ruhsat verilmemesi. ‘ Ne yapmak istediğimi anlamadılar’ diyen Ahu Aysal, şimdi dünyanın konuştuğu ‘ bebeği’, ‘ Les Ottomans’ a verilen büyük ödülle haklı olarak gururlanıyor.
Bu röpörtaj, son olarak Çalışma Bakanı Ömer Dinçerler’e, ‘ Canım Bakanım’ dediği için Bakan tarafından azarlanan, iş kadını Ahu Aysal’ın, bilinmeyen yüzünün yansımaları.
-Les Ottomans’ın hayata geçmesi yıllarınızı aldı. Otelin yapım aşamasında türlü sıkıntılarla karşılaştınız. Yıllar sonra, bugün Les Ottomans Avrupa’nın hatta dünyanın en çok konuştuğu otellerden biri oldu. Otelin bu denli ses getireceğini tahmin ediyor muydunuz?
Ben bu işe, ‘ Öyle bir otel yapacağım ki bu oteli dünyaya tanıtacağım diye başladım. Bugünkü aldığım ödül bu düşüncenin neticesi. Uzakdoğulu sporcular birkaç tuğlayı üst üste koyup, bu tuğlaları ellerinin yanıyla kırarken en alttaki tuğlaya odaklanırlar. Ben de bu felsefeyle hareket ettim. Dünyada en iyi olmaya hedeflenip, sonuca konsantre oldum.
-Çok sık gezer misiniz? Bir turizmci ve otel yöneticisi olarak kreatif anlamda nelerden ilham alırsınız?
Bir doktorun dalında yeni gelişmeleri takip etmesi, bir teknoloji adamının teknoloji dünyasındaki en son gelinen noktaları araştırması gibi ben de otelciliğin ilerleyebilmesi için, dünyadaki kriterleri yakalayabilmek adına çok sık seyahat ederim. Çok gezince çok görüyorsunuz. Müşterinin arzuladığı standartları, kriterleri yakalayabiliyorsunuz. Başarımın tek sebebi aynı zamanda sahibi olduğum otelin genel müdürlüğünü yapmamdır.
Dünyada artık 5 yıldız ve 7 yıldız kavramlarını aşan oteller var. Benim, yakalamak istediğim buydu. Ve gelen ödülle doğru yolda olduğumu gördüm.
–Bakan’la konuşuyorsunuz gündem oluyor. Üstsüz güneşleniyorsunuz konuşuluyorsunuz. Otelinizin yanı sıra ‘ Ahu Aysal’ olarak da hayatımızın içindesiniz. Hakkınızda çıkan haberlerden rahatsız olduğunuz, daha doğrusu yorulduğunuz oluyor mu hiç?
İnanın, hakkımda çıkan haberlere hiç kızmıyorum. Alınmıyorum. Hatta, bu haberleri başkasına ait haberlermiş gibi okuyup değerlendiriyorum. Zaman zaman kendime güldüğüm bile oluyor. Bir gün bir davette giydiğim kıyafet eleştirildi. Beni eleştiren gazeteci, kıyafetim için ‘ yolunmuş tavuğa benziyor’ yorumunu yaptı.
Fotoğrafıma baktım. Gerçekten, yolunmuş tavuğa benziyordum. Çok güldüm kendime. Bir de şunu söyleyeyim, insanların size zenci demesiyle zenci olmazsınız. Neyseniz odur.
-Peki, ‘ Canım bakanım’ lakabını aldıktan sonra daha dikkatli misiniz?
Ben sevgi dolu bir insanım. İnsanları çok seviyorum. Bu benim, kendimi değiştirmem söz konusu değil. Üstelik ‘ canım’ çok içten bir kelime. Ve ben canım kelimesini değer verdiğim insanlara söylerim.
-Kızınız Ceyla Aysal, aynı zamanda sizinle çalışıyor. Arnavutluk’da Les Ottomans Hotel hayata geçtiği zaman, yine yönetim kısmen aile içinde mi kalacak?
Allah’ın en çok güldüğü zaman insanların program yaptıkları zamanlarmış. Arnavutluk’ta otel açtıktan sonra kime nasipse yönetim onda olur. Ancak, yorulunca yerimi kızım Ceyla’ya bırakmak isterim.
–Zor bir patron musunuz?
Zor bir patronumdur. Çünkü mükemmelliyetçiyim. Her şeyin dört dörtlük olmasını isterim. Eğer bir şey yapılıyorsa sonuna kadar en iyisi olmalı. ‘ Aman boş ver’ lafını hiç sevmem.
-Müthiş bir projeyle Türkiye’nin tanıtımında da çok önemli rol oynuyorsunuz. Dünyanın konuştuğu oteli, Les Ottomans’ı Fransa ve Arnavutluğa taşıyorsunuz. Enerjinizin kaynağı ne?
Enerjimi uzaydan alıyorum.
-Siz, Ahu Aysal’ın arkadaşı olsanız onu nasıl anlatırsınız?
Dünya şekeri, herkesi anlayabilen, herkesle dost olabilen, büyükle büyük küçükle küçük, hayattan sonuna kadar zevk alan, pişmanlıkları olmayan, çok sevecen, çok akıllı, iyi bir insan. Bu kadar megalomani olamaz ama kendimi gerçekten böyle görüyorum. Beni tanıyanlar bilirler.
-Ailenize düşkün müsünüz?
Hem de nasıl. Kızlarımla birlikte, Belçika’da büyüdük. O zamanlar korumacı bir anne olarak çok disiplinliydim. Çocuklar disiplinli anneyi sevmezler. Ama, büyüdükçe sizi anlarlar. Dünya güzeli iki kızım var. Ruhları çok güzel. Daha ne olsun?
Büyük bir başarıya imza attınız..Sizce başarının formülü ne?
Tek kelime : disiplin.
Boğaz kıyısında eşsiz manzarayla yeniden hayata dönen otel
‘ Dünyanın En İyi Lüks Oteli’ seçilen Les Ottomans Oteli, 18. ci yüzyılın ilk yarısından bu yana Boğaz’ın sularında yansıyan Muhsinzade Yalısı’nın yerinde hayat buldu.
İnşaatı yedi yılda tamamlanan otel, Feng Shui ilkelerine göre planlanmış ve dekore edilmiş Türkiye’deki tek otel olma özelliğinin yanı sıra, Feng Shui Oteli olarak tasdik edilmiş dünyadaki sayılı otellerden biri. İç mekanın tasarımı ünlü iç mimar Zeynep Fadıllıoğlu tarafından tasarlanan otel her biri farklı tasarlanmış on süitten oluşmakta.
Konaklama sırasında kişiye özel kahya hizmetinden, özel tekneye, sinemaya, şarap mahzenine kadar bir çok konuda misafirlere oldukça yüksek standartda hizmet sunan Les Ottomans Oteller zinciri, Türkiye’den sonra Fransa ve Arnavutluk’da açılıyor.