‘ Bay Sızıntı’nın çok özel röpörtajı’
Yazı DİZİSİ- 1.BÖLÜM
Gazeteci Ayşegül Ekinci aylardır dünya basınının gündeminden düşmeyen Julian Assange ile WikiLeaks gerçeğini Irak Savaş Günlüğü’nün yayınlandığı gün konuştu.
‘ Bay Sızıntı’, Türk basınına verdiği ilk röpörtajda, Türkiye’yi ne kadar önemsediğini anlattı. Dünya basınında zaman zaman nasıl yanlış anlaşıldığını, hakkında çıkan asılsız haberlere gülüp geçerken, dünyada deprem yaratan ‘ sızıntı’ belgelerle gelen şöhretin faturasını açıkladı.
Bu röpörtaj, Pentagon’a rağmen dünya basınını arkasına alan ‘ Dünyanın en tehlikeli adamı’ nın, kanun kaçağı gibi yersiz yurtsuz yaşayan ama her yere ait olan Julian Assange’in kendisini anlattığı, ‘ madalyonun bilinmeyen yüzü’.
‘Çok stresli günler yaşıyorum’
Pentagon’a karşı 1-0 önde
O, WikiLeaks gerçeğini çok önceden başlattı ama yaz aylarının ortalarında Batılı gazetelerin desteğini de alarak internet sitesinden yayınladığı Afgan Savaş Günlüğü’yle, deprem yarattı. Hem de nasıl bir deprem. Ocak 2004-Aralık 2009 tarihi arasında Afganistan’daki ABD ordusunun iç yazışmalarından oluşan 92 bin 201 adet belge, ABD’de değişim rüzgarları başlatan Obama ve yönetimini kelimenin tam anlamıyla, ‘ zor’ durumda bıraktı.
Savaş suçları, hükümet ve şirket yolsuzlukları gibi bir çok skandalı içeriden yayınladığı belgelerle dünyaya duyuran 39 yaşındaki adam, artık kameraların önünde olmaya karar verdiğinde onun için geri dönülmez bir serüven başlamıştı.
WikiLeaks’ın kurucusu Julian Assange, Afgan Savaş Günlüğü’nü önce internet sitesinden yayınladı ardından Londra’da çok gizli bir basın toplantısı yaptı.
Uzun boylu narin yapılı ‘ Bay Sızıntı’, dünya basınını sadece zekası ve yetenekleriyle değil, karizmasıyla da etkiledi.Küçüklüğünden beri yerleşik düzeni olmayan Julian Assange, Obama yönetimini kızdırdıktan sonra, hepten kaçarak yaşamaya başlayacaktı.
O’nun için her ülkenin havaalanı ya da arkadaşlarının evleri artık kendi eviydi.
Yaz aylarında ardı arkası gelmeyen baskı ve tehditlerle karşı karşıya kaldı.
Tecavüz iddiasıyla gazetelerin birinci sayfasına düştü.
Çalışma ve oturma izni için İsveç Hükümeti’ne başvurdu. Geri çevrildi.
Pentagon, ‘ Bay Sızıntı’nın açabileceği diğer depremlere karşı önlemini aldı ve medya kurumlarını uyardı. Şimdi sırada, ‘ Irak Savaş Günlüğü’ vardı. Hem de askeri istihbarat tarihinin en büyük teşhir operasyonu olacak 400 bin adet ‘ gizli’ belge.
Dünya, Amerika’ya kafa tutan beyaz saçlı adamın neler yapacağını merakla beklemeye başladı.
Julian Assange ile yaz aylarında görüşebilmek için kolları sıvadım.
Araya giren ‘ kaynaklara’, Guantanamo’da gördüklerimi, Pakistan’da kaldığım dönemi anlattım. Julian, kendi deyimiyle ‘ masa başı gazeteciliğini’ sevmiyordu. Beni sevmesi için araştırarak yaptığım bir dolu haberi aradaki kaynaklara ilettim..
Aldığım cevap beni mutlu etmedi ama umudum vardı. Çünkü, Julian bana röpörtaj verecekti ama nerede ve ne zaman olacağı belli olmuyordu.
Olsun. Ben beklerim dedim.
O’nunla ilgili haberleri takip ederken , hakkında çıkan haberlerin doğruluk payını anlamak her zaman mümkün olmuyordu. Ancak, Irak Savaş Günlüğü’nü, onca baskıya rağmen yayınlayacağı kesindi.
İkinci deprem. Pentagon-WikiLeaks savaşları durmuyordu.
WikiLeaks, Irak Savaş Günlüğü’nü yayınlamadan önce belgeleri New York Times, The Guardian, Der Spiegel, Le Monde, Channel 4 ve El Cezire’ye verdi. Pentagon’un gözdağına rağmen savaşı 1-0 kazandı.
Aylardır dedektif gibi izini sürdüğüm Julian Assange, bir kez daha Londra’daydı.
Bu sefer onunla istediğim röpörtajı yapacağımı biliyordum. Gece yarısı yardımcısından gelen e-posta, ‘ müjdeyi’ verdi.
Julian Assange ile basın toplantısından sonra ‘ görüşebilecektim’.
Sürekli yer değiştirdiği için röpörtaj yapmak çok zor
Yerin dört kat altında basın toplantısı
Julian Assange onca tehdite ve baskıya rağmen kaçmıyor ama korunuyor. Çevresinde düzenlenen tüm operasyonlar büyük bir titizlikle ve güvenle yapılıyor. Basın toplantısı yapacağı mekanları titizlikle seçiyor. Arka kapıdan gelip, yine arka kapıdan terk ediyor.
Irak Savaş Günlüğü’nü, Londra’dan duyuran Julian Assange yorgun görünüyordu.
Kendisine Türkiye ile ilgili soracağım çok şey vardı ama önce bana biraz fazla zaman ayırması için rica ettim. ‘ Soracağım çok şey var dedim. Hazırladığım üç sayfa dolusu soruyu gösterdim. Sonunda, Bay Sızıntı’yı yakalamıştım. Kolay kolay bırakmaya niyetim yoktu’.
İlk sorum, ‘ Kendinizi nasıl hissediyorsunuz ?oldu. İşte, Julian Assange’in cevapları:
‘ Son iki aydır çok stresli günler yaşıyorum. İki yıl önce Afrika’da sıtmaya yakalandım. Bu nedenle çok dikkatliyim. Stres yoruyor. Ama her şeyin bir bedeli var. Başıma gelebileceklere hazırlıklıyım. Bu işe girerken daldığım risk ormanının farkındaydım. Diğer yandan basın son 24 saattir üzerine düşeni yaptı. Irak Savaş Günlüğü’nün yankıları günlerce, aylarca konuşulacak. İnsanların ders çıkarması gerek’.
Yarın: Julian Assange’ın röpörtajı. WikiLeaks’in geleceğini nasıl görüyor? Belgeler, ABD stratejilerini ve ulusal güvenliğe tehlike mi yaratıyor? Belgelerle gelen şöhretten rahatsız mı? Neden sızıntı belgeleri dünyaya yayınlıyor? Ya korku? Geleceğinden korkmuyor mu? Türkiye ile ilgili düşünceleri..
Bay Sızıntı: ‘ Türkiye ile ilgili belgeler elime geçiyor. Bu belgelerde, Kürt meselesi, Türkiye’nin AB üyeliği dikkat çeken konular.’
‘Türkçe belgeler için Türkçe bilen tercümanlara ihtiyacımız var. Senin aracılığınla çağrı yapıyorum. Çok titiz çalışıyoruz. Türkiye ile ilgili belgeleri ancak uzman bir ekip olursa değerlendirmeye alırız’